27 Aralık 2020 Pazar

10 yıl önceden...

Sevgili Hanife, 10 yıl geçti mi? Yoksa sabırsız, yüksek dozda alzaymır bir orospu olduğun için yazdıklarını yeniden okumaya mı geldin? Hoşgeldin canım, çok özlemişim seni. Sevgi çıtayı alçak tutmaktan yanaydı.Artık yaşlı ve daha kırılganız.Hedefleri gerçekleştirmede hevessiziz.Haklı gibi geldi bana.Başlayalım öyleyse! Kural bir; Hanife yalan söyler.Ne durumdayız burada? Sana güveniyorum. 10 yıl geçtiğine göre çoktan doktoranı almış olmalısın.YOU GO GİRL! Senelerce aşağıladığın işletmede doktora yapmak nasıldı kimbilir?Keşke cevap verebilsen yahu... Tabii bunları henüz ölmemiş olduğunu varsayarak söylüyorum.Öldüysem,kuantum kilidi kırıldı demektir!Geçmişe ve geleceğe hatta bütün alternatif gerçekliklere gidebiliyorumdur umarım.Evet ölümden sonrası için de planlarım var.İnsan formunda ya da saf düşünce formunda, hiç farketmez, seni çok seviyorum.Harikasın. Geçmişe, Sümer Uygarlığına gidip İştar tapınaklarında takılmalı ve insanların sana tapınmasına izin vermelisin.Yani Erhan'dan başka insanların da tapınmasına izin vermelisin.Biz evrenin favori ruhuyuz.İyi ki varız. Görüşmek üzere ma'm. 26.12.20 ps:Babannen öldü mü?

6 Aralık 2020 Pazar

-an's

Mayıs ve Yazabilen Ne zaman bir araya gelsek, zamanı durduruyoruz. Mayıs'ın yanında çok garibim. Başka biriyim. Çekiniyorum, tapıyorum, arzularının ucunda tükenerek yok olmak istiyorum. Yazabilen'le benden çok daha büyük oluyorum. Gözlerinin içindeki saygıyla yükseliyorum, bedenimde tapınak gibi huşuya kapılmasını izliyorum. Mayıs'ın sessizliğinde kendime dair ne varsa çok net duymaya başlıyorum.Nefesim,bedenimde akan kanım,beynimdeki huzursuzluk,kalbimdeki gümbürtü...Söylemediği her şeyi duyuyorum o sessizlikte.Söylemediği her şeyde boğuluyorum o dipsiz derinlikte. Yazabilen yeryüzündeki en güzel öyküleri anlatıyor, yeryüzündeki en güzel öyküleri bedenime yazıyor.Parmak uçlarımızla terimizi derimize yayar gibi, öyküler bırakıyoruz bedenimin üzerinde. Sevişmeden önce, sevişirken, seviştikten sonra hem de nasıl güzel öyküler. O yoğun kurgunun arasında kendimi kaybedip, adımı unutuyorum. Ben hep Mayıs'ı özlüyorum,Yazabilen'in yanında buluyorum kendimi. Ben hep Yazabilen'i buluyorum,Mayıs'a ulaşamamalarımda. Yazabilen sanki hiç susmuyor.10 yıldır sesi giderek yükseliyor.Duygularım dedi,seviyorum dedi,ben kimim deyip güldü kendi sorusuna... Mayıs hiç konuşmadı.5 senedir hiç duyulmadı sesi.Ellerini gördüm,çatık kaşlarını,arayan gözlerini, kalkıp gitti ağlamalarıma... İkisi de geçmiş kokuyor, İkisi de eski beni bulup çıkartıyor. Bu yüzden geçmişte kalmalılar.

bana

Seni özledim, eski beni de özledim. Eğer bir kokun olsaydı kış kalkerken topraktan ilkbahar toprağı gibi kokardın. İyileşeceksin. Yardım da...