24 Şubat 2018 Cumartesi

geri dönüşler yok.

Selen bana bir saksı aleo vera getirdi. Kökleri tutunca çoğalırmış. Kökleri toprağa tutunmalıymış. Direkt konuya girmek gibi olmasın, başarısız olduğum ne çok kök salma girişimi var!

2009'da burada yazmaya başladım. 15 yaşında kafası karışık bir çocukmuşum. Benimle yaşıt pek çok aklı cinsel organıyla yer değiştirmiş kimse çoktan bir yerlere kök verdi, tutunduğu yetmezmiş gibi çiçek de açtı. Hep yeni saksılar,yeni tohumlar denedim, kuruyup boynu bükülene kadar gövdemin, hep denedim.

Selen benim bölüm birincisi arkadaşım, bu şekilde tanıtılmayı hak ediyor, çok çalışıyor.
Selen benim arkadaşım, bu şekilde tanıtılmak için geçmişinde ne günah işledi bilmiyorum.
Selen.
Ödediğim ağır kefaretten sonra hayatıma giren serin bir soluk, aklımı doldurup aynı hızla boşaltan huzur dalgası.

Kendime değilse de size borçluyum yazmayı. Yarım yamalak cümlelerim, avuç içi kadar kelimelerimle yazma işine kendimi layık görmüyorum zira.
Artık görmüyorum.
Neye koşsam adımlarım eksik, neye meyil etsem; fikrim, hevesimden seviyelerce aşağıda.

İçimi dolduran özgürlükle Bornova sokaklarında hayalini kurduğum yazarı aramak gibi, hiç tanımadığım, sesindeki heyecanın beni görene kadar süreceğini bildiğim bir adama kapımı aralamak gibi, durup dururken bir şehri terk etmek gibi heyecanlarım yok artık.
Mutluyum.
Mutluluk beni öldürüyor. İçim ölmüş, içim yazmıyor,üretmiyor. Sadece rüya gördürüyor. Uzun uzun koştuğum,yeni şehir haritaları çizdiğim,uçtuğum,sevdiğim rüyalar...Rüyalarımda sen de beni seviyorsun...

Mutluluğumu sabote etmek için pek çok şey yapıyorum. Beni neden böyle sevdiğini anlamıyorum. Birlikte bu kadar mutlu olabilmemiz başka herkese, her şeye haksızlık sanki. Başkalarını istediğimi söyledim,olur dedi. Hep yanımda kal dedim,olur dedi.Sadece sözlerle olsa da her şeyi düzeltme kudreti iki dudağımın arasındaymış gibi davrandı. Konu bu değildi.
Kendimle ne kadar çok çelişiyorum,ne kadar zorlanıyorum, cılız köklerimi ne de ürkekçe bırakıyorum kimse görmüyor.
İyi ki yalnızlığıma kimse dokunmuyor.


bilme.

Only love can hurt like this...

Kendimi çevreledim. Sımsıkı kapattım. Güneş almayacak duvarlarla ördüm. İçerde neler oluyor bilme. İçerde neler ölüyor bilme.


26.5.15

Hiçbir bok bilmeyip, az konuşup çok bilir görünüyorum.
Hiçbir şey değişmedi.
Ayın yirmi altısı...
Evrende herkesin bir köşesi olduğunu düşünürdüm.
İkinci bir köşe edindim iki gün önce.
Sevgi'nin tabiriyle gri kedimle öldüğüm köşe...
Banyoda bayılacak olduğumu hissetmiş olmalı.
Hiçbir şey hissetmiyorum.
Farklı bile hissetmiyorum.
Kokusunu özleyeceğim adam başka bedenlerden geçip, başka bir sevgiye tutulup kalmış.
Bense kimseyi sevememişliğimle ordaydım.
Hisleri kolay kılıp fiziksel acıyı ikiye katlayan şey bu muydu?
Günlerdir rüya görmüyorum.
Biliyordum.

bana

Seni özledim, eski beni de özledim. Eğer bir kokun olsaydı kış kalkerken topraktan ilkbahar toprağı gibi kokardın. İyileşeceksin. Yardım da...