6 Aralık 2020 Pazar

-an's

Mayıs ve Yazabilen Ne zaman bir araya gelsek, zamanı durduruyoruz. Mayıs'ın yanında çok garibim. Başka biriyim. Çekiniyorum, tapıyorum, arzularının ucunda tükenerek yok olmak istiyorum. Yazabilen'le benden çok daha büyük oluyorum. Gözlerinin içindeki saygıyla yükseliyorum, bedenimde tapınak gibi huşuya kapılmasını izliyorum. Mayıs'ın sessizliğinde kendime dair ne varsa çok net duymaya başlıyorum.Nefesim,bedenimde akan kanım,beynimdeki huzursuzluk,kalbimdeki gümbürtü...Söylemediği her şeyi duyuyorum o sessizlikte.Söylemediği her şeyde boğuluyorum o dipsiz derinlikte. Yazabilen yeryüzündeki en güzel öyküleri anlatıyor, yeryüzündeki en güzel öyküleri bedenime yazıyor.Parmak uçlarımızla terimizi derimize yayar gibi, öyküler bırakıyoruz bedenimin üzerinde. Sevişmeden önce, sevişirken, seviştikten sonra hem de nasıl güzel öyküler. O yoğun kurgunun arasında kendimi kaybedip, adımı unutuyorum. Ben hep Mayıs'ı özlüyorum,Yazabilen'in yanında buluyorum kendimi. Ben hep Yazabilen'i buluyorum,Mayıs'a ulaşamamalarımda. Yazabilen sanki hiç susmuyor.10 yıldır sesi giderek yükseliyor.Duygularım dedi,seviyorum dedi,ben kimim deyip güldü kendi sorusuna... Mayıs hiç konuşmadı.5 senedir hiç duyulmadı sesi.Ellerini gördüm,çatık kaşlarını,arayan gözlerini, kalkıp gitti ağlamalarıma... İkisi de geçmiş kokuyor, İkisi de eski beni bulup çıkartıyor. Bu yüzden geçmişte kalmalılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

bana

Seni özledim, eski beni de özledim. Eğer bir kokun olsaydı kış kalkerken topraktan ilkbahar toprağı gibi kokardın. İyileşeceksin. Yardım da...